Clean Air Task Force - İklim için Politik ve Teknolojik Değişim
- Alp

- 31 Mar
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Eyl

İklim krizi artık geleceğin değil, bugünün meselesi. Aşırı sıcaklar, seller, kuraklık, hastalıklar, gıda ve su kıtlığı… Bunlar artık yalnızca haberlerde değil, penceremizin önünde yaşanıyor ve bizzat tanık oluyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, iklim krizini 21. yüzyılın en büyük sağlık tehdidi olarak tanımlıyor. Milyonlarca insan ve hayvan bu tehdidi her gün yaşıyor. Ama umutsuz değiliz. İklim değişikliğinin önüne geçmek için çalışan yüksek etkili organizasyonlardan biri, iklim için politik ve teknolojik değişimi önceliklendiren Clean Air Task Force (CATF).
CATF, iklim değişikliğiyle mücadele eden pek çok kuruluştan farklı bir yol izliyor. Onlar sadece güneş panelleri ve rüzgâr türbinlerinden bahsetmiyor. Çoğu kişinin gündeme bile almadığı, ama geleceğimiz için kritik olan çözümleri masaya getiriyor: karbon yakalama teknolojileri, yeni nesil nükleer enerji, süper sıcak kaya enerjisi, temiz hidrojen… Yani enerjiyi nasıl ürettiğimizi kökten değiştirecek fikirler.
Aslında bu kuruluşun hikâyesi, 1990’larda ABD’de kömür santrallerine karşı başlattıkları bir kampanyayla başlıyor. Sonuç mu? Emisyonlarda %70’in üzerinde azalma. Ardından petrol ve gaz sektöründe metan sızıntılarını sınırlayan düzenlemeler, temiz dizel araçlar için kampanyalar ve son olarak da ABD Kongresi’nden geçen tarihin en kapsamlı iklim planı olan Inflation Reduction Act’in hazırlanmasında büyük pay sahibi.
Problem
Bugün kullandığımız enerjinin %85’i hâlâ fosil yakıtlardan geliyor. Oysa Paris Anlaşması’ndaki Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak ve emisyonu azaltmak gibi belirlenen hedeflere ulaşmak için bu sistemin hızla karbonsuzlaşması gerekiyor. Rüzgâr ve güneş enerjisi çok değerli ama tek başına gezegenimizi korumak için yeterli değil.
Türkiye’de ve dünyada enerji dönüşümüne dair önemli adımlar atılıyor ama hâlâ büyük eksikler var. İklim krizinin ana sebebi insan kaynaklı emisyonlar. Ve bu emisyonların büyük kısmı şu dört alandan geliyor: Enerji, ulaşım, gıda ve inşaat. Bu alanlarda değişim şart. Ancak bu önlemler, hala göz ardı edilmektedir. Bu çözümler arasında, enerji üretimi, sanayi ve ulaşım sektörlerinden kaynaklanan emisyonları azaltacak veya ortadan kaldıracak düşük veya sıfır karbonlu enerji teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması bulunmaktadır. Bunlar arasında karbon yakalama ve depolama (CCS), gelişmiş jeotermal enerji, modern dördüncü nesil nükleer enerji ve sıfır karbonlu yakıtlar gibi teknolojiler yer almaktadır. Ayrıca, petrol, gaz, atık ve tarım sektörlerinden kaynaklanan metan salınımlarını en aza indirme çalışmaları da büyük önem taşımaktadır.
2050’de yaşanabilir bir dünya mümkün. Ama bunun için 2025’te cesur adımlar atmamız gerekiyor.
Çözüm
Clean Air Task Force (CATF) tam da bu yüzden var: düşük ya da sıfır karbonlu enerji ve yakıt üretmek için yeni yollar buluyor, bunların hayata geçmesi için politikaları şekillendiriyor.
CATF’nin farkı, bir “tek doğru”ya saplanıp kalmaması. Onlar tarafsız; hangi teknoloji işliyorsa, hangi çözüm daha hızlı etki yaratıyorsa, onun arkasında duruyor. Ve bu çalışmaları sadece ABD’de değil, Avrupa’dan Afrika’ya kadar dünyanın pek çok yerinde yürütüyor.
Peki nasıl yapıyorlar? CATF, iklim krizine dört farklı cepheden saldırıyor.
Anlatıyı Değiştirmek: Sorunun boyutunu ve çözüm gereksinimlerinin toplamını iletmek için daha geniş bir çözüm yelpazesini gündeme getiriyor.
Teknolojiyi Değiştirmek: İleri düzey yenilenebilir enerji, sıfır karbonlu yakıtlar, karbon yakalama, ileri düzey nükleer enerji ve süper sıcak kaya enerjisi gibi karbon-free seçenekleri daha uygun fiyatlı ve erişilebilir hale getirmek için çalışıyor.
İş Modellerini Değiştirmek: Yeni enerji çözümlerinin sadece laboratuvarda değil, dünyanın dört bir yanında hızla uygulanabilir olmasını sağlıyor.
Politikayı Değiştirmek: Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için gerekli olan teknolojilerin ve sistemlerin geliştirilmesi, gösterilmesi ve ölçeklenmesi için politika geliştiriyor.
Bu yaklaşım sayesinde CATF, bugüne kadar çok büyük işlere imza attı. Örneğin ABD’de, karbon depolama ve temiz hidrojen gibi çözümler için kritik vergi teşviklerinin çıkmasını sağladı. Bu düzenlemeler, 2021’deki Altyapı Yatırımı ve İşler Yasası ile 2022’deki Enflasyon Azaltma Yasası’na dahil edildi.
CATF aynı zamanda küresel ölçekte de etkili oldu. Global Methane Pledge’in doğuşunda önemli bir rol oynadılar; bu girişim, dünya çapında metan emisyonlarını sınırlamayı hedefliyor. Avrupa’da ise Metan İthalat Performans Standardı ve Net Sıfır Sanayi Yasası gibi kritik düzenlemelerin kabul edilmesine katkıda bulundular.
Kısacası, CATF sadece “iklim krizine dair umut verici fikirler” üreten bir kurum değil; bu fikirleri somut politikalara dönüştüren, dünyanın geleceğini gerçekten değiştiren bir hareket.

Etki
Clean Air Task Force’un çalışmaları, iklim kriziyle mücadelede somut sonuçlar ortaya koyuyor. 2024 itibarıyla, yürütülen projeler yaklaşık 150 milyon ton CO₂ salımının engellenmesine katkı sağladı. Bu, küresel ölçekte ciddi bir azaltım anlamına geliyor.
Hava kirliliğinin azalması, insan sağlığı açısından da doğrudan bir fark yaratıyor. Yapılan hesaplamalara göre, CATF’nin girişimleri sayesinde 26.000’den fazla erken ölümün önüne geçildi.
Ayrıca, bu etki oldukça maliyet etkin bir şekilde gerçekleşiyor. Bizim de partnerimiz olan ve bağımsız bir araştırma organizasyonu olan Founders Pledge’in değerlendirmelerine göre, CATF’nin projeleriyle bir ton CO₂ salımını önlemenin maliyeti yaklaşık 1 dolar civarında. Bu, CATF’ye yapılan bağışların ölçülebilir ve küresel ölçekte güçlü sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.
Yapılan her 1000 TL bağış, yaklaşık 25 ton karbon salımını engelliyor — bu da 1.250 ağacın bir yılda temizleyebileceği havaya eşdeğer.
Organizasyon
Clean Air Task Force, 1996 yılında Boston’da kuruldu. O tarihten bu yana kurum, sera gazı salımlarının ve diğer kirleticilerin azaltılması için çalışmalar yürütüyor. ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, MENA, Sahra Altı Afrika, Latin Amerika, Çin ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde karar vericilerle iş birliği yaparak temiz enerji ve düşük karbonlu çözümleri destekleyen politikaların hayata geçirilmesine katkı sağlıyor.
Bugün, 120’den fazla çalışanıyla küresel bir organizasyona dönüşmüş durumda. Çalışmalarında tarafsızlığı, teknolojiye açıklığı ve uluslararası bakış açısını koruyor.
Çeşitli iklim organizasyonlarını on binlerce saatlik çalışma sonucu değerlendiren Founders Pledge ve Giving Green, CATF’yi 2020 yılından beri yüksek etkili bir kuruluş olarak tanımlıyor. Bu da CATF’nin, iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü ve güvenilir bir aktör olduğunu gösteriyor.




Yorumlar